29 Ağustos 2024 Perşembe
30 Ağustos Zafer Bayramı : 30 Ağustos 1922, sadece bir tarih değil, Türk milletinin kaderini yeniden yazdığı, bağımsızlığını ilan ettiği bir dönüm noktasıdır. Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlanmasıyla, işgal altındaki topraklar kurtarılmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri atılmıştır. Bu zafer, Türk milletinin azmi, kararlılığı, birlik ve beraberliğinin en güçlü ifadesidir. diamondjacks.com
30 Ağustos Zafer Bayramı, bir zaferden çok daha fazlasını temsil eder. Bu bayram, milletimizin kültürel, sosyal ve ekonomik bir dönüşümün başlangıcı olmuştur. Zafer, sadece toprakları geri almakla kalmamış, aynı zamanda milli bir bilinç uyanışı, yeni bir devlet yapılanması ve modernleşme yolculuğunun başlangıcı olmuştur.
30 Ağustos Zafer Bayramı, sadece geçmişe dönüp bakmak için değil, aynı zamanda geleceğe dair umutları yeşertmek için de önemlidir. Bu bayram, genç nesillere milli bilinç aşılar, tarihi hafızayı güçlendirir ve geleceğe dair sorumluluk duygusu aşılar. Zafer Bayramı kutlamalarıyla, gençlerimize bağımsızlığın ve özgürlüğün ne kadar kıymetli olduğu hatırlatılır.
30 Ağustos Zafer Bayramı, sadece bir gün değil, aynı zamanda bir mirasdır. Bu miras, gelecek nesillere emanet edilmiştir. Gençlerimiz, bu mirası koruyarak ve geliştirecek yeni nesiller yetiştirerek, ülkemizin daha ileriye taşıma sorumluluğunu üstlenmelidir.
30 Ağustos Zafer Bayramı, sadece Türkiye için değil, aynı zamanda tüm mazlum milletler için bir ilham kaynağıdır. Bu zafer, bağımsızlık mücadelesinde olan tüm milletlere umut verir ve onlara güç verir.
Doğum borçlanması , kadın çalışanların sosyal güvenlik sistemine katkıda bulunmalarına olanak tanıyan bir düzenlemedir. Bu düzenleme, doğum nedeniyle çalışma hayatına ara vermiş kadınların, doğum tarihindeki süreyi emeklilik hizmet süresine eklemelerini sağlar. Bu sayede, doğum nedeniyle kaybedilen çalışma günleri, emeklilik süresine dahil edilerek, emeklilikte daha yüksek maaş alma veya daha erken emekli olma imkanı sağlar.
Doğum borçlanması, 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile hayata geçirilmiştir. Bu düzenleme, kadınların doğum nedeniyle sosyal güvenlik sisteminden yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla getirilmiştir. Yasa, kadın çalışanların çocuk sahibi olmalarının ardından emeklilik haklarını korumayı ve geliştirmeyi amaçlamaktadır.
Doğum borçlanmasının hesaplanması, doğum tarihindeki süreye ve kişinin sosyal güvenlik primlerine bağlıdır. 2024 itibarıyla doğum borçlanmasının hesaplanma şekli şu şekildedir:
Doğum borçlanmasından, Türk vatandaşları olan ve sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak çalışan kadınlar faydalanabilir. Özellikle:
Doğum borçlanması, kadınların çalışma hayatına ara verdikleri süreyi emeklilik hizmet süresine dahil etmelerini sağlayan önemli bir düzenlemedir. Bu düzenleme, kadınların emeklilik haklarını korur, emeklilik maaşlarını artırır ve emeklilik yaşını düşürür. Sosyal güvenlik sistemine katkıda bulunmak ve doğum nedeniyle kaybedilen süreyi telafi etmek isteyen kadınlar, bu düzenlemeden faydalanarak emeklilik haklarını geliştirebilirler.
Askerlik borçlanması, Türkiye’deki sosyal güvenlik sistemi kapsamında askerlik hizmetinin emeklilik primlerine dahil edilmesini sağlayan bir uygulamadır. Bu nedenle , vatandaşların emeklilik yaşını öne çekmelerine ve daha kısa sürede emeklilik hakkı kazanmalarına yardımcı olur. Özellikle prim gün sayısının yetersiz olduğu durumlarda, askerlik borçlanması, eksik günlerin tamamlanmasına katkıda bulunur.
Askerlik borçlanması uygulaması, Türkiye’de 1999 yılında yürürlüğe giren 4447 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile başlamıştır. Bu kanun, askerlik hizmetinin sosyal güvenlik primlerine dahil edilmesini ve dolayısıyla emeklilik hesaplamalarına katkı sağlamasını mümkün kılmıştır. Uygulama, zamanla çeşitli mevzuat değişiklikleri ve düzenlemelerle güncellenmiş, böylece vatandaşların emeklilik haklarını koruyacak şekilde genişletilmiştir.
Askerlik borçlanmasının en önemli avantajı, askerlik döneminin emeklilik primlerine dahil edilmesidir. Bu sayede, bireyler prim gün sayılarını artırarak emeklilik hakkı kazanma sürelerini kısaltabilirler. Ayrıca, askerlik borçlanması sayesinde emeklilik yaşını öne çekme imkânı doğar, bu da erken yaşta emeklilik planı yapan bireyler için büyük bir avantajdır. Borçlanma, prim gün sayısının eksik olduğu durumlarda da önemli bir çözüm sunar ve emeklilik için gereken prim gün sayısının tamamlanmasına yardımcı olur.
Askerlik borçlanması hesaplaması, askerlik süresinin gün bazında değerlendirildiği bir sistemle yapılır. Borçlanma tutarı, asgari ücretin belirli bir oranı üzerinden hesaplanır ve bu oran yıllık olarak güncellenir. Askerlik borçlanması yapılırken, askerlik hizmetinin başlangıç ve bitiş tarihleri dikkate alınarak toplam borçlanma süresi belirlenir. Bu süre, sigortalı olarak sayılan gün sayısına eklenir ve emeklilik primlerine dahil edilir. Detaylı hesaplama için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) web sitesindeki hesaplama araçları veya SGK il müdürlüklerinden bilgi alınabilir.
Askerlik borçlanmasından faydalanabilecek kişiler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Hem erkek hem de kadın vatandaşlar, askerlik borçlanması yapabilir. Ancak, bu uygulamadan faydalanabilmek için askerlik hizmetini yapmış olmak ve sigortalı bir çalışma sürecine sahip olmak gereklidir. Ayrıca, askerlik hizmeti süresince herhangi bir sosyal güvenlik primi ödenmemiş olan kişiler, bu borçlanma hakkını kullanarak eksik günlerini tamamlayabilirler.
Hadi başlayalım !
Geceleri avlanır, büyük gözleri vardır, fareleri sever. Kimdir?
Suyun altında yaşar, pulları vardır, yüzgeçleriyle yüzer. Kimdir?
Kabuğuna çekilir, yavaş hareket eder. Kimdir?
En büyük kara hayvanıdır, uzun dişleri vardır. Kimdir?
Atlar gibi kişner, süt verir, yününden kazak yapılır. Kimdir?
Ağaçlarda yaşar, fındık yer, kuyruğu kabarık olur. Kimdir?
En hızlı koşan hayvanlardan biridir, leopar desenlidir. Kimdir?
Kırmızı, yuvarlak, içinde çekirdekler vardır. Ağaçta yetişir. Nedir?
Sarı, yuvarlak, yazın yenir, tatlıdır. Nedir?
Yeşil, uzun, salatalarda kullanılır. Nedir?
Turuncu, havuç şeklinde, gözlere iyi gelir. Nedir?
Mor, yuvarlak, içi mor renklidir. Nedir?
Sarı, uzun, muz şeklindedir. Nedir?
Kırmızı, yuvarlak, kışın yenir. Nedir?
Yeşil, büyük, içinde çekirdekler vardır. Kabuğu serttir. Nedir?
Kırmızı, kalp şeklinde, vitamin deposudur. Nedir?
Sayfaları vardır, içinde hikâyeler yazılır. Nedir?
Zamanı gösterir, tik tak sesi çıkarır. Nedir?
Evlerin içinde, mobilyalar üzerinde oturulur. Nedir?
Çocukların oyun oynadığı, yuvarlak, renkli bir eşya. Nedir?
Yazmak ve çizmek için kullanılır. Nedir?
Dişleri fırçalamak için kullanılır. Nedir?
Su içmek için kullanılır. Nedir?
Giysi dolaplarında asılı durur. Nedir?
Arabalarla giderken dinlenir müzik. Nedir?
Gökyüzünde beyaz pamuk gibi, yağmurdan önce toplanırım. Nedir?
Ağaçların suyu taşıyan borusu, içinden özsu akar. Nedir?
Kışın gelir, her yeri beyazlar, çocukların en sevdiği oyuncağı olur. Nedir?
Denizde yaşar, kabuğu vardır, kıyıya vurunca içinde inci olur. Nedir?
Bahçede büyür, kokusu güzeldir, arılar onu çok sever. Nedir?
Duvarlara asılır, içinde insanlar vardır. Kim olduklarını gösterir. Nedir?
Çölde yaşar, geceleri aktiftir, büyük kulakları vardır. Kimdir?
Ormanın kralı, güçlü ve asildir. Yelesi vardır. Kimdir?
Denizde yaşar, çok uzun bacakları vardır, flamingolarla akrabadır. Kimdir?
Geceleri parlar, denizlerin derinliklerinde yaşar. Kimdir?
Ağaçlarda yaşar, uzun kuyruğu vardır, maymunlara benzer. Kimdir?
Yemekleri tadarız, konuşuruz onunla. Nedir?
Görmek için kullanırız, dünyayı onlarla tanırız. Nedir?
Kokuları alırız, çiçeklerin kokusunu hissederiz. Nedir?
Duyarız sesleri, müzikleri dinleriz. Nedir?
Her şeyi tutarız, oynarız, yazarız. Nedir?
Hangi hayvan gökyüzünde uçabilir ama kuş değildir?
Yemekleri yeriz üzerinde, ailece toplanırız.
Giysileri asarız içine, dolaptır adı.
Kitapları dizeriz üzerine, odamızı süsler.
Yatakta uyuruz, dinleniriz.
Gökyüzünde parlayan, geceleri bizi aydınlatan.
Yağmurdan sonra gökyüzünde beliren, renkli yay.
Ağaçların yaprakları döküldüğünde üzerini örter.
Denizde dalgalar oluşturur, yelkenlileri hareket ettirir.
İki yuvarlak biri büyük biri küçük onlar olmasa bize dünya kapkara
En çok kardeşi olan meyve hangi meyvedir
Yer altında sakallı kök
Dışı var, içi yok; Tekme yer, suçu yok
Akşam baktım çok idi, Sabah baktım yok idi
Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane
Bir sapı var, yüz topu var
Bilgi verir herkese, En güzel dosttur bize
Benim bir hayvanım var kuyruğundan uzun burnu var
Gökte durur paslanmaz, suya düşer ıslanmaz
Bir küçük fıçıcık, içi dolu turşucuk
Gökte gördüm köprü, rengi yedi türlü
Yarım kaşık duvara yapışık
Ne kanı var ne canı, beş tanedir parmağı
Dereler tepeler, şık şık küpeler
Çocukların yuvası, bilgi doludur orası
Kümeslerin efesi, her sabah çınlar sesi, uyandırır herkesi
Sarı mendil mavi denize düşerse ne olur
Daldan dala kırmızı pala
Arşın ayaklı burma bıyıklı
Elemeden yoğurur, gün aşırı doğurur
Ay varken uçar, gün varken kaçar
Altından su içerim, üstünde çayır biçerim
Yeraltında yağlı kayış
Çiçek onun, dal onun yediğimiz bal onun iğnesi var batırır kanadı var götürür
Gelişi aslan gibi, duruşu kaplan gibi, yayılır hasır gibi, sürünür esir gibi
Karşıdan baktım hiç yok yanına vardım pek çok
Karşıdan gördüm bir taş yanına vardım dört ayak bir baş
Yer altında yuvası var, fırça gibi dikeni var
Alçacık dallı yemesi ballı
Tavan üstü takır takır zannedersin halı dokur
Üstü mermer altı mermer, içinde gelin oynar
Evi sırtında, ayağı karnında, İzi yıldız, gözleri boynuz
Hangi kalemle yazı yazılmaz
İnim inim inler, cümle alem dinler
Dalda durur, elde durmaz
Kat kat çiçek, yemeği yenecek
Bir kızım var, kat kat çeyizi var
Kat kat katmer değil, yenir ama meyve değil
Yer altında sakallı dede
Alçacık boyu var, mor kadifeden donu var
Arabadan atladı, pantolonu patladı
Altı deri, üstü deri, içinde bir avuç darı
Hanım içerde, saçı dışarıda
İki çubuk, bir makas, hokkabaz mı hokkabaz
Daldan dala atlarım, kuyruğumdan sarkarım
Dağdan gelir arık arık, ayağın da demir çarık
O odanın içinde, oda onun içinde
Deniz üstünde, yufka açar
Yarım kaşık, duvara yapışık
Olimpiyatlar , sadece sporcuların sahnede parladığı bir arena değil, aynı zamanda binlerce kişinin özverili çalışmasıyla şekillenen karmaşık bir sistemdir.
Antrenörlerin Rolü: Sporcuların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarında en önemli rolü antrenörler üstlenir. Sadece fiziksel antrenmanlar değil, aynı zamanda psikolojik destek, taktik planlama ve beslenme gibi konularda da sporcularına rehberlik ederler. Her bir madalyanın arkasında, sayısız antrenman saatini ve fedakarlığıyla sporcusunu zirveye taşıyan bir antrenörün imzası vardır.
Bilim ve Teknolojinin Gücü: Olimpiyatlarda başarı, sadece yetenek ve antrenmanla değil, aynı zamanda bilim ve teknolojinin de desteğiyle elde edilir. Sporcuların performanslarını artırmak için biyomekanik analizler, genetik çalışmalar ve kişiselleştirilmiş antrenman programları gibi çeşitli yöntemler kullanılır. Ayrıca, spor malzemelerindeki teknolojik gelişmeler de sporcuların daha iyi sonuçlar almalarına yardımcı olur.
Sağlık Ekiplerinin Önemi: Fizyoterapistler, doktorlar ve beslenme uzmanları, sporcuların sağlıklarını koruyarak sakatlanmaların önlenmesine ve performanslarının artırılmasına katkıda bulunurlar. Özellikle yoğun antrenman dönemlerinde ve müsabakalarda, sağlık ekiplerinin rolü büyük önem taşır.
Organizasyon Ekiplerinin Zahmeti: Olimpiyat Oyunlarının sorunsuz bir şekilde düzenlenmesi için binlerce kişinin aylarca süren çalışmaları gerekir. Gönüllüler, teknik ekip, güvenlik görevlileri ve diğer organizasyon ekibi üyeleri, sporcuların ve seyircilerin en iyi koşullarda yarışmaları ve müsabakaları takip etmeleri için büyük bir çaba sarf ederler.
Olimpiyatlar, sadece sporun değil, aynı zamanda kültürün, sanatın ve turizmin de önemli bir platformudur. Ev sahibi şehirler, olimpiyatlara ev sahipliği yaparak uluslararası arenada daha fazla tanınır hale gelirler. Ayrıca, olimpiyatlar sayesinde farklı kültürlerden insanların bir araya gelmesi, kültürel alışverişin artması ve dünya barışına katkı sağlanması hedeflenir.
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, olimpiyatlarda da yeni trendler ortaya çıkmaktadır. Sanal gerçeklik, yapay zeka ve büyük veri gibi teknolojiler, sporcuların antrenmanlarını daha verimli hale getirmekte, hakemlerin kararlarını desteklemekte ve seyircilerin deneyimlerini zenginleştirmektedir. Ayrıca, sürdürülebilirlik ve çevre bilinci, gelecekteki olimpiyatların önemli gündem maddelerinden biri olacaktır.
Olimpiyatların Gölgesindeki Sorunlar
Doping, şiddet, ticarileşme ve siyasi amaçlarla kullanılma gibi sorunlar, olimpiyatların itibarını zedelemektedir. Bu sorunlarla mücadele etmek için Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve diğer ilgili kuruluşlar sürekli olarak yeni düzenlemeler yapmaktadır.
Olimpiyatlar , sadece sporcuların değil, aynı zamanda binlerce insanın emeği ve özverisiyle şekillenen karmaşık bir sistemdir. Bilim, teknoloji, kültür ve siyaset gibi birçok faktörün etkileşiminde gerçekleşen olimpiyatlar, insanlığın ortak değerlerini temsil eder ve gelecek nesillere ilham verir.
Olimpiyat halkaları, dünyanın en ünlü spor etkinliğinin en bilinen sembolüdür. Peki bu beş renkli halka bize ne anlatıyor?
Peki bu fikir nereden çıktı?
Modern olimpiyatların kurucusu Baron Pierre de Coubertin, olimpiyatların evrenselliğini ve birleştirici gücünü vurgulamak için bu amblemi tasarladı. İlk olarak 1920 Antwerp Olimpiyatları’nda kullanıldı ve kısa sürede tüm dünyada tanındı.
Özetle, olimpiyat halkaları, sporun ötesinde barış, dostluk ve birliği simgeleyen, dünyanın en tanınmış sembollerinden biridir.
Basitçe söylemek gerekirse, olimpiyat halkaları, farklı ülkelerden gelen insanların bir araya gelerek spor yaptığını ve arkadaşlık kurduğunu gösteren renkli bir işarettir.